Site icon TeknoMaris

Genetik Deyip Geçmeyin, Demans Önlenebilir

genetik-deyip-gecmeyin-demans-onlenebilir.jpg

Sağlıklı yaşlanma konusunda en büyük etken genetiğimiz olsa da yaşam tarzı değişikliği ve düzenlemeleri iyi genleri aktifleştirip kötü genleri susturuyor. Sağlıklı beslenme, kaliteli uyku, düzenli egzersiz gibi faktörler diğer hastalıklarda olduğu gibi demans hastalığında da önleyici rol oynuyor.

Demans hafızayı, düşünmeyi ve sosyal becerileri etkileyen, halk arasında bunama olarak da bilinen bir hastalık. İleri evrelerde tedavisi mümkün olmayan demansın ilk aşamalarında semptomları yönetilebiliyor, genetik yatkınlığı olanlarda da önlenebiliyor. Demans hastalığından korunmak ve riski azaltmak için atılması gereken ilk adımın beslenme tarzını değiştirmek olduğunu söyleyen Liv Hospital Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Belma Doğan Güngen tüketilmesi ve tüketilmemesi gereken besinleri anlattı. 

Her yaşta yeni sinir hücresi oluşumu mümkün

Eskiden nöronal hücrelerin doğumdan sonra yenilenmeyip zamanla azaldığı bilinirken yapılan çalışmalar yeni sinir hücrelerinin her yaşta oluşumunun mümkün olduğunu, hasarlı alanla sağlam alanlar arasında yeni bağlantıların oluşabildiğini gösterdi. Erken medikal tedaviye başlanmasının yanında yeni sinir oluşumunu kolaylaştıran doğru beslenme demansı yavaşlatmada en önemli etken. 

Sağlıklı bağırsaklar sağlıklı bir beyinin zeminini oluşturuyor. Kişisel vücut fonksiyonuna ve farklılıklarına göre beslenmede bireysel fonksiyonel beslenme tercih edilmelidir.  

Hafızayı artırmak için 6 doğru beslenme şekli  

1)Lif içeriği yüksek besinleri tüketmek: Lifli tohum, baklagil, kuruyemiş ve yeşil yapraklı sebzeler, brokoli başta olmak üzere yeşil fasulye, kereviz, enginar, soğan, lahana, biber, avakoda gibi yüksek lif içeren sebzeler ile elma, muz, narenciye türü meyveler tüketilmesi gereken, lif oranı yüksek olan besinlerdir. 

2)Akdeniz diyeti beslenme: Hafıza ve yeni sinir hücre oluşumuna destek olacak beslenmede Akdeniz diyeti en önemli beslenme türüdür. Lifli tahıllarla birlikte, yeşil sebze, meyve, zeytinyağı, zeytin, balık, organik tavuk, kuru baklagil ve kuruyemişin en üst düzeyde; yumurta, kümes hayvanları, süt ürünlerinin orta düzeyde; kırmızı et tüketiminin daha geri planla olduğu bir beslenme şeklidir.

3)Antioksidan kapasitesi yüksek beslenme: Seçtiğimiz ürün ne kadar koyu renkli olursa antioksidan kapasitesi de o kadar yüksek olur. Koyu meyve özellikle berry grupları, kırmızı biber, ıspanak ve turp iyi birer seçimdir.

4.Omega 6 – Omega 3 dengesi düzenlenmesi: Besinlerle alınan Omega 6 miktarı Omega 3 miktarının en fazla 2-3 katı olmalıdır. Batı tipi beslenmeye karşı ilginin artması ile fast-food tarzı gıdaların tüketiminde artış sonucu Omega 3 – Omega 6 oranı 1:30 – 1:50 ‘lere kadar yükseldi. Bu oranı dengelemek için fast-food gıdalardan uzak durmak gerekiyor.

5.Uzun ömür genini artırdığı gözlenen besinleri tüketmek: En başta resveratrol denilen antioksidan içeriği yüksek siyah üzümün kabuk ve çekirdeği, yaban mersini, maydanoz, roka, soğan, zerdeçal, zeytinyağı, ıspanak, avokado, ceviz ile bitter çikolata dengeli bir şekilde tüketilmelidir. 

6.Uzak durulması gereken besinler: Rafine şeker, rafine un, yüksek gluten, katkı maddeleri, gazlı içecekler, fazla kırmızı et tüketimi ve hazır meyve suyu tüketilmemesi gereken besinlerdir. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Exit mobile version